Türk Hümanizmi ile yeni hümanizme....
"Çağının düşüncelerini çıkarırsan felsefeciye ait bir şey kalmazmış."
Çağımız insan felsefesi ve hümanizm odaklı bir yönde, bütün düşünce akımları bu yönde, Türk Felsefesi de, Türk Hümanizmi odaklı olarak çağımızda yerini almaktadır.
Hümanist söylemlere dayalı oluşmuş doğu ve batı felsefeleri örneğin doğu felsefesi olarak bir Çin Felsefesi, bir Hint Felsefesi, batı felsefesinde ise bu gün eski Yunan'a dayalı kökleri oralarda olan bir İngiliz-Amerikan Felsefesi, bir Alman felsefesi başlıca iki ayrı batı ekolü.
Türk Felsefesinin doğal olarak gelen İslam Felsefesiyle felsefileşmiş kültür olan bir medeniyet, felsefileşmiş bir medeniyet. Felsefesinin kökleri doğuya dayanıyor ama Tanzimattan bu yana batı felsefelerinin belirgin iki ekolüyle içiçe.
Felsefe yaşam tarzında hayatiyet buluyor, günlük yaşantıda sürekli yaşıyor. Bir Hintli ya da Çin'li günlük yaşantısındaki felsefesi doğu felsefesine göre oluşmuş. Aynı şekilde bir İngiliz'in Alman'ın ve benzerlerinin günlük yaşantısı batı felsefesine göre oluşmuş, her ikisinde de sorun yok ama her iki felsefenin kaynaşıp ayrı ayrı hümanist felsefelerden oluşacak tek hümanist felsefe yaşantıyla pratik olarak Türk Felsefesiyle oluşacaktır.
Biz doğu felsefesi ile batı felsefesini tek millette sentez ederek gelecek insanlığın tek hümanist felsefesi olarak meydana çıkmaktadır. Bir batılıda, doğuluda kendilerini bize yakın görerek pratik ve zihinsel yaşam tarzlarıyla her ikisine de model olarak oluşacak insanlığın ortak hümanist felsefesi, insanlığı zihinsel olarak batılı doğulu düşüncesinden tek hümanist insan düşüncesine yani felsefesine yöneltecektir. İnsanlık hümanist söylemlerde karma bir hümanist söylem benimserse, gelecekteki huzurununda bir güvencesi olacaktır.
Türk Hümanizmine burada tarihsel felsefi bir görev düşüyor, bizler doğu ve batı hümanist sentezlerini bünyemizde birleştirerek bu zihinsel ayrılığı yıkacağız.
Türk Hümanizminin insanlığa hizmeti olarak tarihteki yerini alması dileği ve gayreti ile sevgiler saygılar.... kalın sağlıcakla....
"Çağının düşüncelerini çıkarırsan felsefeciye ait bir şey kalmazmış."
Çağımız insan felsefesi ve hümanizm odaklı bir yönde, bütün düşünce akımları bu yönde, Türk Felsefesi de, Türk Hümanizmi odaklı olarak çağımızda yerini almaktadır.
Hümanist söylemlere dayalı oluşmuş doğu ve batı felsefeleri örneğin doğu felsefesi olarak bir Çin Felsefesi, bir Hint Felsefesi, batı felsefesinde ise bu gün eski Yunan'a dayalı kökleri oralarda olan bir İngiliz-Amerikan Felsefesi, bir Alman felsefesi başlıca iki ayrı batı ekolü.
Türk Felsefesinin doğal olarak gelen İslam Felsefesiyle felsefileşmiş kültür olan bir medeniyet, felsefileşmiş bir medeniyet. Felsefesinin kökleri doğuya dayanıyor ama Tanzimattan bu yana batı felsefelerinin belirgin iki ekolüyle içiçe.
Felsefe yaşam tarzında hayatiyet buluyor, günlük yaşantıda sürekli yaşıyor. Bir Hintli ya da Çin'li günlük yaşantısındaki felsefesi doğu felsefesine göre oluşmuş. Aynı şekilde bir İngiliz'in Alman'ın ve benzerlerinin günlük yaşantısı batı felsefesine göre oluşmuş, her ikisinde de sorun yok ama her iki felsefenin kaynaşıp ayrı ayrı hümanist felsefelerden oluşacak tek hümanist felsefe yaşantıyla pratik olarak Türk Felsefesiyle oluşacaktır.
Biz doğu felsefesi ile batı felsefesini tek millette sentez ederek gelecek insanlığın tek hümanist felsefesi olarak meydana çıkmaktadır. Bir batılıda, doğuluda kendilerini bize yakın görerek pratik ve zihinsel yaşam tarzlarıyla her ikisine de model olarak oluşacak insanlığın ortak hümanist felsefesi, insanlığı zihinsel olarak batılı doğulu düşüncesinden tek hümanist insan düşüncesine yani felsefesine yöneltecektir. İnsanlık hümanist söylemlerde karma bir hümanist söylem benimserse, gelecekteki huzurununda bir güvencesi olacaktır.
Türk Hümanizmine burada tarihsel felsefi bir görev düşüyor, bizler doğu ve batı hümanist sentezlerini bünyemizde birleştirerek bu zihinsel ayrılığı yıkacağız.
Türk Hümanizminin insanlığa hizmeti olarak tarihteki yerini alması dileği ve gayreti ile sevgiler saygılar.... kalın sağlıcakla....