Biçimcilik (formalizm): Sovyetler Birliği’nde 1915-1930 arasında yaygınlık kazanmış bir yöntemdir. Bir yazar veya şairin edebî değerini, eserlerinin biçimsel özellikleriyle ortaya koymak, biçimci anlayışta olan araştırmacıların hareket noktasıdır.Bunun için, biçimsel yeniliğin sağlanmasında en büyük paya sahip olduğuna inanılan dil ve üslûp, önem verilen temel ögelerdir.
Yapısalcılık: İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure’ün dilbilim alanındaki görüşlerinin kaynaklık ettiği bir inceleme yöntemidir. Yapısalcılara göre metin kendi içinde bir bütündür ve “söz”den yola çıkıp, metni kuran yapı belirlenerek metnin anlamı ortaya konulabilir. Yapısalcıyöntemde, ele alınan metnin dışında hiçbir öge metnin değerlendirilmesinde kullanılmaz. Çünkü bu, yapısalcı yöntemin çıkış mantığına aykırıdır.
Yeni eleştiri yöntemi : Biçimci anlayışın daha ileri bir basamağı olarak kabul edilebilir. İngiliz incelemecilerin öncülüğünü yaptığı bu anlayış, Amerika’da daha bir bütünlük kazanmıştır.
Edebiyatın, edebiyat dışı ögelerle incelenemeyeceği ve edebiyat incelemelerinin edebî metne dayanması gerektiği, edebiyat metninin kendi kendisini açıklamaya yetecek bir yapısıolduğu gibi görüşler, yeni eleştiri yönteminin önem verdiği başlı-
ca hususlardır. Yeni eleştiri yönteminde, eserin gereğinden fazla önemsenmesi, onda birtakım orijinal yanlar bulma çabası, kimi incelemecileri eserde olmayan şeyleri
de eserde görmeye çalışmak gibi bir hataya sürüklemiştir.
Psikanalitik yöntem: Freud’un bilinçaltıyla ilgili görüşlerini esas alan inceleme yöntemidir. Yöntemin edebiyat incelemelerinde kullanılmasından sonra, yazar, incelemenin başlıca konusu yapılmıştır. Freud’un görüşlerinden yola çıkan incelemecilere göre, bir edebiyat metni yazarın ürünüdür ve onun kişisel özellikleri bilinmeden, edebiyat eserinin doğru anlaşılmasımümkün değildir. Ancak yazarın psikolojik hayatıbilinirse, eserlerinin ve eserlerindeki kişilerin mahiyeti hakkıyla kavranabilir. Prof. Dr. Mehmet Kaplan, yaptığışiir tahlillerinin birçoğunda psikanalitik ve-
rilerden de yararlanarak metinleri çözümlemeye çalışmıştır.
Tarihsel yöntem: Klâsik edebiyat tarihçiliğinin biraz da terk edilmiş yöntemidir.
Tarihin verileriyle edebiyat hayatını açıklamaya çalışır. İncelenen dönemin bütün koşullarının bilinmesi, o dönemin eserlerinin anlaşılması için şarttır. Bu amaçla ta-
rihsel metinlerin ve yazarların doğru bir biçimde anlaşılarak değerlendirilebilmesi için, metin yayını ve biyografik çalışmalar, bu yöntemde özellikle değer kazanmıştır. Tarihsel yöntemde, edebî incelemelerin sanat yönünün ihmal edilerek, ağırlığın biyografik ve edebiyat dışı bilgilere verilmesi, bu yöntemin en çok eleştirilen yönü olmuştur. Ancak, bir milletin edebiyat hayatınıbelli bir tarihsel akışın ve bu süreçte
oluşan geleneğin içinde değerlendirmesi, tarihsel yöntemin olumlu yanlarından biridir.
Sosyolojik yöntem : Taine’in “ırk , çevre, an” kavramlarıçerçevesinde oluşmuştur.
Edebiyat incelemelerini sosyolojik tabana oturtmak isteyenlere, bilimsel anlayış düşşüncesini getirmiş olması bakımından yararlıdır. “Sosyolojik Bakış Açısının Ürünü
Olarak Edebiyat" başlığıaltında, Edebiyat ve Toplum(2. ünitede) adlıünitemizde Taine’in kuramı üzerinde durduğumuz için, burada ayrıntıya girmiyoruz.
Marksist yöntem: Sanatın aldığıbiçimin nedenlerini, ekonomi noktasında odaklaşmış bir sosyal yapı ile açıklamaya çalışmak Marksist yöntemin en belirgin yönüdür.
Buna göre sanat, bütün türleri ve biçimleriyle, ekonomik alt yapıve sınıf çatışmalarının ürünüdür. Bu yöntemde edebiyatın değerlendirilmesinde, edebî değil, edebiyat
dışı ölçülerin önemi vardır. Faydacı bir tutum içinde olması, biçimci edebiyat anlayışları karşısında yer almasına yol açmıştır.
İzlenimci yöntem : İncelemecinin yalnızca kendi beğenisi çerçevesinde edebî eserleri ele alıp değerlendirdiği bir inceleme yöntemidir. Edebiyat incelemelerinde git-
tikçe yerleşmeye başlayan bilimsel anlayış, bu yöntemi neredeyse geçersiz kılmıştır.
AşağıdaProf. Dr. Mehmet Kaplan'ınCahit SıtkıTarancı'nın Gün Eksilmesin Penceremden şiiri üstüne bir incelemesi yer almaktadır. Dikkatlice, okuyarak, hangi yöntemleri kullandığını belirlemeye çalışınız.
Yapısalcılık: İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure’ün dilbilim alanındaki görüşlerinin kaynaklık ettiği bir inceleme yöntemidir. Yapısalcılara göre metin kendi içinde bir bütündür ve “söz”den yola çıkıp, metni kuran yapı belirlenerek metnin anlamı ortaya konulabilir. Yapısalcıyöntemde, ele alınan metnin dışında hiçbir öge metnin değerlendirilmesinde kullanılmaz. Çünkü bu, yapısalcı yöntemin çıkış mantığına aykırıdır.
Yeni eleştiri yöntemi : Biçimci anlayışın daha ileri bir basamağı olarak kabul edilebilir. İngiliz incelemecilerin öncülüğünü yaptığı bu anlayış, Amerika’da daha bir bütünlük kazanmıştır.
Edebiyatın, edebiyat dışı ögelerle incelenemeyeceği ve edebiyat incelemelerinin edebî metne dayanması gerektiği, edebiyat metninin kendi kendisini açıklamaya yetecek bir yapısıolduğu gibi görüşler, yeni eleştiri yönteminin önem verdiği başlı-
ca hususlardır. Yeni eleştiri yönteminde, eserin gereğinden fazla önemsenmesi, onda birtakım orijinal yanlar bulma çabası, kimi incelemecileri eserde olmayan şeyleri
de eserde görmeye çalışmak gibi bir hataya sürüklemiştir.
Psikanalitik yöntem: Freud’un bilinçaltıyla ilgili görüşlerini esas alan inceleme yöntemidir. Yöntemin edebiyat incelemelerinde kullanılmasından sonra, yazar, incelemenin başlıca konusu yapılmıştır. Freud’un görüşlerinden yola çıkan incelemecilere göre, bir edebiyat metni yazarın ürünüdür ve onun kişisel özellikleri bilinmeden, edebiyat eserinin doğru anlaşılmasımümkün değildir. Ancak yazarın psikolojik hayatıbilinirse, eserlerinin ve eserlerindeki kişilerin mahiyeti hakkıyla kavranabilir. Prof. Dr. Mehmet Kaplan, yaptığışiir tahlillerinin birçoğunda psikanalitik ve-
rilerden de yararlanarak metinleri çözümlemeye çalışmıştır.
Tarihsel yöntem: Klâsik edebiyat tarihçiliğinin biraz da terk edilmiş yöntemidir.
Tarihin verileriyle edebiyat hayatını açıklamaya çalışır. İncelenen dönemin bütün koşullarının bilinmesi, o dönemin eserlerinin anlaşılması için şarttır. Bu amaçla ta-
rihsel metinlerin ve yazarların doğru bir biçimde anlaşılarak değerlendirilebilmesi için, metin yayını ve biyografik çalışmalar, bu yöntemde özellikle değer kazanmıştır. Tarihsel yöntemde, edebî incelemelerin sanat yönünün ihmal edilerek, ağırlığın biyografik ve edebiyat dışı bilgilere verilmesi, bu yöntemin en çok eleştirilen yönü olmuştur. Ancak, bir milletin edebiyat hayatınıbelli bir tarihsel akışın ve bu süreçte
oluşan geleneğin içinde değerlendirmesi, tarihsel yöntemin olumlu yanlarından biridir.
Sosyolojik yöntem : Taine’in “ırk , çevre, an” kavramlarıçerçevesinde oluşmuştur.
Edebiyat incelemelerini sosyolojik tabana oturtmak isteyenlere, bilimsel anlayış düşşüncesini getirmiş olması bakımından yararlıdır. “Sosyolojik Bakış Açısının Ürünü
Olarak Edebiyat" başlığıaltında, Edebiyat ve Toplum(2. ünitede) adlıünitemizde Taine’in kuramı üzerinde durduğumuz için, burada ayrıntıya girmiyoruz.
Marksist yöntem: Sanatın aldığıbiçimin nedenlerini, ekonomi noktasında odaklaşmış bir sosyal yapı ile açıklamaya çalışmak Marksist yöntemin en belirgin yönüdür.
Buna göre sanat, bütün türleri ve biçimleriyle, ekonomik alt yapıve sınıf çatışmalarının ürünüdür. Bu yöntemde edebiyatın değerlendirilmesinde, edebî değil, edebiyat
dışı ölçülerin önemi vardır. Faydacı bir tutum içinde olması, biçimci edebiyat anlayışları karşısında yer almasına yol açmıştır.
İzlenimci yöntem : İncelemecinin yalnızca kendi beğenisi çerçevesinde edebî eserleri ele alıp değerlendirdiği bir inceleme yöntemidir. Edebiyat incelemelerinde git-
tikçe yerleşmeye başlayan bilimsel anlayış, bu yöntemi neredeyse geçersiz kılmıştır.
AşağıdaProf. Dr. Mehmet Kaplan'ınCahit SıtkıTarancı'nın Gün Eksilmesin Penceremden şiiri üstüne bir incelemesi yer almaktadır. Dikkatlice, okuyarak, hangi yöntemleri kullandığını belirlemeye çalışınız.